-
1 gürültüye gelmek
всполоши́ться, прийти́ в замеша́тельство -
2 gürültü
гро́хот (м) шум (м)* * *1) шум, гро́хотşehir gürültüsü — городско́й шум
top gürültüsü — канона́да
2) гвалт, галдёж, гам, шуми́ха••- gürültü çıkarmakgürültüye pabuç bırakmamak — погов. не боя́ться никаки́х угро́з
- gürültü etmek
- gürültü koparmak
- gürültü çıkmak
- gürültüye gelmek
- gürültüye getirmek
- gürültüye boğmak
- gürültüye gitmek -
3 gürültü
gürültü Lärm m, Krach m; Geschrei n, Hollotria n; Krawall m; Streit m, Zank m, fig Krach m;gürültü patırtı Tamtam n; Aufregung f; Krach m;gürültüden vor (lauter) Lärm;gürültüye gelmek in Aufregung geraten; im Lärm untergehen;-i gürültüye getirmek zur Farce machen (A); in Aufregung versetzen (A); etwas im Lärm ersticken; unterschlagen;gürültüye pabuç bırakmamak sich nicht einschüchtern lassen
См. также в других словарях:
gürültüye gelmek — bir iş, bir düşünce vb. telaş ve karışıklığa rastlayarak ilgi çekmemek, üzerinde durulmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültü — is. 1) Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara. Ç. Altan 2) mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma İşçiler arasındaki gürültü. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük